2013 yılında Oxford Üniversitesi tarafından sözlükte tanımına yer verilen ve 2014 yılında Türk Dil Kurumu tarafından ‘öz çekim’ olarak dilimize uyarlanan ‘’selfie’’ kelimesi, en kaba tanımı ile kişinin kendi fotoğrafını çekmesi anlamına geliyor. Souza ve arkadaşları tarafından yapılan bir araştırma öz çekim paylaşımlarının 2012 – 2014 arasında 900 kat arttığını ortaya koymuştur. Öz çekim paylaşımlarının bu denli yaygınlaşması sert eleştirileri ve ‘Neden böyle bir furya ortaya çıktı?’ sorusunu da beraberinde getirdi. Oldukça fazla sayıda güncel çalışma, sürekli öz çekim ile meşgul olmanın ve/veya bunu sosyal paylaşım sitelerinde yayınlamanın ruh sağlığı ile ilişkisine dair önemli ipuçları sunuyor. Literatürde, takıntılı bir şekilde yapılan öz çekim paylaşımlarının özgüven yetersizliği, ilgi görme ihtiyacı ve narsisistik kişilik özellikleri ile ilgili olduğunu gösteren bulgular mevcut. Ancak her selfie çeken için de bu genellemeyi yapmak elbette doğru değil.
Sosyal varlıklar olarak, kişiler arası ilişkilerde ilgi ve kabul görmek, onaylanmak hepimizin temel ihtiyaçları arasında yer alıyor. Sanal olanaklar da artık bu ihtiyaçların daha kolay doyurulmasına aracılık ediyor. En temelde, öz çekimler kimliği yansıtmanın bir parçası olarak işlev görebiliyor; kişi gerçek benliğinden ziyade idealindeki ‘ben’i ortaya koyabiliyor. Öz çekimde nasıl, nerede ve ne şekilde bir fotoğraf ortaya konacağına dair kontrol kişinin kendi elinde. Özellikle çeşitli filtreleme programları daha arzu edilen bir bedene dair manipülasyon şansını, yani başka bir deyişle, bedeni sanal olarak kontrol etme şansını tanıyor. Bu unsurlara ek olarak daha kolay iletişim başlatabilme, fark edilmeyi sağlama gibi etmenler de öz çekimlerin bu kadar tercih edilir olma sebepleri arasında değerlendiriliyor. Yapılan yorumlar, alınan beğeniler ve görülen ilgi düzeyi tüm ihtiyaçların karşılanma düzeyini de büyük ölçüde etkiliyor.
Öz çekimin bu denli yaygın olduğu bir durumda sağlıklı olan ile olmayan tutumu ayırt etme noktası kritik bir önem taşıyor. Bu ayırımı yapabilmek içinse öz çekimin kişi için nasıl bir anlam taşıdığı, öz çekimle ne derece meşgul olduğu ve bundan nasıl etkilendiği gibi bileşenleri anlamak gerekli. Aksi halde takıntılı bir uğraş haline dönüşebilen bu ‘sıradan’ eylem, duygu durumunda dalgalanmalar, özgüvende zedelenme, depresyon ve mahremiyet açığından doğan olumsuzluklara kadar pek çok eksiyi de beraberinde getirebiliyor.