parallax background

İntihar Davranışı

Obsesif Kompulsif Bozukluk
16 Mart 2018
Panik Bozukluk
27 Mart 2018
 

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de intihar davranışı toplum sağlığına yönelik en önemli sorunlardan biridir.

Buna rağmen intihar davranışına dair eksik ya da hatalı bilgiler, yanlış inanışlar, konuyu konuşmaya dair duyulan kaygılar nedeni ile ülkemizde bu sorun yeteri kadar açık ve kapsamlı olarak ele alınamamakta, bir yönü ile tabulaştırılmaktadır.

Maruz kalınan zorlayıcı yaşam olayları kişinin baş etme mekanizmalarını işlevsiz kıldığında umutsuzluk, çaresizlik ve tıkanmışlık gibi duygular eşliğinde bir kriz durumu ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda intihar kişi tarafından tek çıkış yolu olarak değerlendirilebilir. Oysaki kriz sürecindeki birey sağlıklı değerlendirme yapmada, duygularını düzenlemede ve etkin bir şekilde sorunlarla baş etme/çözüm üretmede zorlanır. Tüm bunlar ise doğru yaklaşım, destek ve tedavi ile çözülebilir. Başka bir deyişle kriz eninde sonunda çözüme kavuşan geçici bir süreçtir.

 

Türkiye’de İntihar Oranları

Batılı ülkelerden daha düşük oranlarla bilinmekle birlikte ülkemizde son yıllarda intihar oranlarının artması ve özellikle genç nüfusta intiharlarla sık karşılaşılması oldukça kaygı verici bir bulgudur. İntihar oranları coğrafi konuma, yaş ve cinsiyet gibi demografik özelliklere ve diğer pek çok faktöre göre çeşitlilik göstermektedir. Ek olarak tahminimiz tüm vakaların resmi kayıtlara yansımıyor olabileceği yönündedir. Bu sebeplerle de net bir oran belirlemek güçtür.

2016 yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan resmi veriler ölümle sonuçlanan intiharların 2015 yılında bir önceki yıla göre % 1,3 oranında artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Cinsiyet dağılımı açısından bakarsak, yine bu verilere göre, erkeklerde ölümle sonuçlanan intihar oranı kadınlarınkinden oldukça yüksektir. Yine 2015 verilerine göre intihar edenlerin %34,3 gibi önemli bir bölümünün 15-29 yaş aralığında olduğu görülmektedir. Tamamlanmamış intiharlar (ölümle sonuçlanmayan girişimler) açısından ise kadınlardaki oran erkeklerden daha yüksektir.

İntiharın Nedenleri

Kişinin kendi isteği doğrultusunda hayatına son verme davranışı olarak tanımlayabileceğimiz intihar davranışı tek bir nedenle açıklanamayacak denli karmaşık bir doğaya sahiptir. Resmin tümüne baktığımızda intihar davranışında genetik-biyolojik, sosyokültürel ve psikolojik faktörlerin rol oynadığı görülmektedir.

İntihar olgularında başta depresyon olmak üzere, alkol-madde bağımlılığı, kişilik bozukluğu gibi ruhsal hastalıklar sık karşılaşılan bir risk faktörüdür. Benzer şekilde maruz kalınan zorlu yaşam olayları (hastalıklar, kayıplar, mahkumiyet, istismar ve şiddet vb.), genetik yatkınlık (aile üyelerinde intihar öyküsünün bulunması), biyolojik etmenler ve psiko-sosyal çevreye dair değişkenler intihar davranışında önemli rol oynayan etmenler arasında yer alır.

Ancak elbette ki her zorlu deneyim yaşayan ya da psikiyatrik bir bozukluğa sahip olan kişi intihar girişiminde bulunmaz. Çok uyumlu ve ruhsall olarak sağlıklı bireylerde de intihar görülebilir. Burada bireyin içinde bulunduğu bağlam ve bireysel özellikler de oldukça belirleyici olmaktadır.

Risk Etmenleri ve Hazırlayıcı Etmenler

 

İntihar davranışı için riski arttıran ve risk grubu içinde değerlendirebileceğimiz başlıca etmenleri şu şekilde özetleyebiliriz;

Önceki girişimler: kişinin önceden tek bir kez intihar girişiminde bulunmuş olması dahi üzerinde durulması gereken önemli bir risk faktörüdür.
Yaş: Gençlik ve genç erişkinlik döneminde olmak (kadınlarda özellikle 15-24 yaş, erkeklerde özellikle 15-34 yaş aralığında bulunmak)
Sağlık sorunları: Fiziksel ve/veya kronik hastalıklar; başta depresyon, alkol/madde bağımlılığı ve kişilik bozuklukları olmak üzere çeşitli ruhsal hastalıklar
Aile ile ilişkili faktörler: aile içi şiddet, istismar, geçimsizlik, aile bireylerinde ruhsal hastalık bulunması, ailede daha önceden intihar öyküsünün olması
Kişilerarası etmenler: kişilerarası ilişkilerde sorunlar, terk edilme/ayrılık, sosyal olarak izole olma, destek kaynaklarının yetersizliği, şiddet ve istismar vb. durumlar
Travmatik ya da zorlayıcı yaşam olayları: cinsel, fiziksel ve/veya duygusal istismar, sevilen birinin kaybı, göç, ekonomik güçlükler, intihara tanıklık etmiş olmak vb.
Diğer: kişinin yalnız yaşaması, ölümcül yöntemlere (örneğin ateşli silaha) ulaşmasının kolay olması, sorumsuz habercilik ve medya etkisi
 

İntiharı Düşünen Bireyleri Fark Etmeye Yönelik Sinyaller ve İpuçları

İntihar etmeyi düşünen bir kişi bazen bunu oldukça açık ve direkt bir şekilde ifade eder. İntihara ilişkin seçtiği yöntem, yer ve zaman gibi ayrıntılardan bahsedebilir. Bazense direkt ifade etmese de işlerini planlamak, intihar ile ilişkili araştırmalar yapmak, vasiyetname hazırlamak, notlar bırakmak, eşyalarını dağıtmak ya da kullanacağı yönteme dair hazırlıklar yapmak gibi belirgin ipuçları gösterir.

Duygudurumları genellikle çökkün, mutsuz ve depresiftir. Umutsuzluk ve çaresizlikten yakınırlar. Bununla birlikte depresyon bazen açıkça gözlenemeyebilir. Bazen maskeli depresyon şeklinde ilerler. Bu nedenle ilk başta kişinin depresif bir durumda olduğunu anlamak kolay olmayabilir. Örneğin çocuk ve ergenlerde depresyon davranış değişiklikleri, içe kapanma, okul performansında bozulma şeklinde kendini gösterebilir. Erkeklerde alkol-madde kullanımı (ya da varsa artışı), gerginlik ve agresyon, mesleki sorunlar, ilgilerden vazgeçme örtük bir depresyonun sinyalleri olabilir. Özellikle yaşlı bireylerde organik bir temeli bulunmayan bedensel yakınmalar depresyonla ilişkili olabilir.

İntihar Riski Taşıyan Bireye Yaklaşım

Bazen yakınlar böyle bir durumda nasıl davranacağını bilemediğinden, konuşmaktan kaygı duyduklarından ve/veya intihar girişimini ilgi çekme davranışı gibi algılayıp önemsizleştirdiğinden konu yeterince iyi ele alınamaz. Oysa öncelikle şunu bilmek gerekir ki ciddiyeti ne olursa olsun tüm intihar girişimleri bireyin kendini ifade etme çabası ve bir yardım çığlığıdır. Eyleme dökülmemiş dahi olsa intihar düşünceleri, söylemleri, planları da yine aynı kritik öneme sahiptir. Bu nedenle ilk iş karşımızdaki kişiyi anlamak ve ona destek olmaktır. İntihara karar vermiş bir birey aslında son ana kadar yaşam ve ölüm arasında git geller yaşar ve karmaşık duygular içindedir. Dolayısı ile yardıma ve desteğe açık ve faydalanabilir durumdadır.

 

Genel hatları ile yapabileceklerimizi şöyle özetleyebiliriz;


  - En önemlisi elbette ki vakit kaybetmeden kişinin profesyonel bir destek almasını sağlamaktır. Bu süreçte de tedavi ekibi, yakınlar ve hasta arasında işbirliği kurulması önemlidir.
  - Karşımızdaki kişiyi suçlamadan dinlemek, duygu ve düşüncelerini açıklıkla ifade etmesine izin vermek ve bu yönde teşvik etmek.
  - Varsa intihar girişimi/düşünceleri hakkında açıkça konuşmak ve bilgi sahibi olmak.
  - Hangi alanlarda zorluk yaşadığını, neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışmak.
  - Yaşadığı duygular açısından yalnız olmadığını vurgulamak ve erişebileceği destek kaynakları olduğunu hatırlatmak.
  - Sorunun çözülebilir olduğunu vurgulamak.
  - Kişinin olumlu ve güçlü taraflarını hatırlatmak, böylece sorunlarla baş edebileceği inancını güçlendirmek
  - Yakın takip ve gözlem altında tutmak
  - Özellikle yüksek risk durumunda kendine zarar verebilecek yöntemlere erişimini engellemek ve gerekirse zorla da olsa hastaneye yatışını gerçekleştirmek.
 

Bireysel çabalara ek olarak toplumsal olarak da konuya ilişkin hassasiyet göstermek gerekmektedir. Bu bağlamda, bilgi düzeyimizi arttırmak, koruyucu sağlık hizmetlerini yaygınlaştırmak, risk faktörlerini azaltmak ve tedavi seçeneklerinin yaygın ve etkin biçimde kullanılmasını sağlamak hayati önem taşımaktadır. En önemli rollerden biri de şüphesiz medyaya düşmektedir. Bilindiği gibi intihar haberleri medyada sıklıkla ve maalesef de çoğunlukla yanlış şekilde yer almaktadır. Özellikle ergenler özdeşim kurma ihtiyacında olduğundan medya istemeden de olsa bir teşvik yaratabilmekte, depresif ya da intihara meyilli bireyler için özendirici olabilmektedir.Mutlaka haber olacak verilecekse de şu noktalara muhakkak dikkat edilmelidir:

- İntihar haberleri gizemli, kahramanca ya da romantik öyküler gibi sunulmamalıdır.
  - Olaya ilişkin fotoğraf ve çarpıcı başlık kullanımından kaçınılmalıdır.
  - İlk sayfada ve/veya büyük manşetlerle sunulmamalıdır.
  - Olayla ilgili ayrıntılar verilmemeli aksine oldukça net ve kısa bir bilgi aktarılmalıdır.
  - İntiharı bir çözüm gibi gösteren ifadelerden kaçınılmalıdır.
  - İntiharın altında yatan psikolojik sorunlara yer verilmeli ve bu sorunların çözülebilir olduğuna vurgu yapılmalıdır.
  - Uzmanların bilgilendirmelerine ve tedaviye dair yol gösterici açıklamalarına yer verilmelidir